Her yeni gün, bizim için kıymetli bir hazinedir. Zira güneş her doğuşunda, sadece ufak tefek çabalarla, kendimizi mutlu edebileceğimiz yepyeni fırsatları da beraberinde getirir. Peki biz bu fırsatların kaçını değerlendirebiliyoruz? Yerine koyamadığımız zamanın akıp gitmesini izlerken, arkadan hüzünle el sallamayı bırakmak istiyorsanız, size her günden keyif almanızı sağlayacak 4 öneride bulunacağız.
Aktif olun
Toplantı sever misin? Ya da sevmediğimiz bir derse girip saatlerce tahtaya yazılanları okumayı? Gerçek şu ki, hem toplantılar hem de dersler sıkıcıdır. Ancak tüm bunları teşvik edici ve zenginleştirici bir deneyime dönüştürmek için kullanabileceğiniz küçük bir numara var: aktif olarak katılım.
Toplantılarda not alıp, derslerde anlamadığınız yerleri sorabilirsiniz. Zaman böylece sizin için çok daha verimli hale gelecektir. Elbette ki, aktif olma önerimiz sadece toplantı ve dersleri kapsamıyor. Bir arkadaş buluşması, sevmediğimiz insanlarla geçirdiğimiz vakitler, sıkıcı yolculuklar. Her ortamı değiştirebilecek, dönüştürebilecek kapasiteye sahipsiniz. Bulunduğunuz yerde ve zamanda daha mutlu olmak istiyorsanız, kendinizi soyutlamak yerine aktif olun ve hem insanları hem de ortamı istediğiniz gibi dizayn edin.
Hedef belirleyin
Kendinizi motive etmenin yollarından biri de, yaptığınız işler için kendinize bir hedef koymanızdır. Örneğin, yukarıda tartıştığımız varsayımsal toplantıda, belki de amacınız, patronunuzun nihayet “Başarısızlık bir seçenek değildir” derken ne demek istediğini açıklamasına yetecek kadar soru sormaktadır.
Elinizde bir hedef olduğunda, işler çok daha çabuk bitme eğilimindedir. Şu iki senaryoyu düşünelim: Birinci senaryoda, işe gelirsiniz, masanıza oturursunuz, e-postanı kontrol edersiniz, belki yazman gereken birkaç notu yazarsınız… Şanslıysanız, sizi 10’daki kahve molanız için yeterince zaman harcayabilir ve sonra öğle yemeğine kadar solitaire oynayabilirsiniz. İkinci senaryoda, işe gelirsiniz, masanıza oturursunuz ve günlük hedef listenizi çıkarırsınız. İlki, üzerinde çalıştığınız büyük bir proje hakkında patronunuza bir not yazmaktır. Raporu bitirmek için kendinize bir son teslim tarihi verirsiniz ve ardından ihtiyacınız olan bilgileri bir araya getirmek ve yazmaya başlamak için kollarınızı sıvarsınız.
Şimdi, iki sabahtan hangisi işinize daha bağlı hissetmenizi sağlayacak? Hangisi size bir başarı hissi bırakacak? Ve sizce hangisi daha hızlı gidecek? Karar sizin.
Problem çözün
Hayatınız boyunca her zaman bir yerlerde ilgilenmeniz gereken birtakım sorunlar olacaktır. Onları ertelemek ya da yok saymak bir seçenek olabilir ama sonsuza kadar bu döngü devam edemez. Örneğin, lavabonuzdaki o damlayan musluğu tamir etmeye ya da proje ödevinize başlamayı daha ne kadar erteleyebilirsiniz?
Yaşamanın bir gereği olarak her gün karşımıza sorunlar çıkacak. Onların gözünüzü korkutmasına izin vermemeli ve problem çözmeye başlamalısınız. Emin olun, hayatınızdaki sorunlar üzerine aktif olarak çalışmak, daha mutlu ve sağlıklı bir gelecek inşa etmenize yardımcı olacaktır.
Minnettar olun
Belki sabah kalktığınızda veya gece yatmadan önce, birkaç dakikanızı hayatınızdaki gerçekten güzel şeyleri düşünmeye ayırın. Aileniz, işiniz, eviniz, arkadaşlarınız, soğuk bir Kasım akşamı içtiğiniz sıcak kahve…
Bunları yazarak minnettarlığınızı daha somut hale getirin. Örneğin, günlük tutabilirsiniz. Unutmayın ki, yalnızca minnettar oluklarınızı not etmek bile onları sizin için daha dokunabilir, daha gerçekçi bir hale getirecektir.
Her günün sunduğu fırsatların tadını çıkarmayı seçerseniz, daha parlak bir geleceğe doğru ilerlerken, şu anda sahip olduğunuz hayatın tadını çıkarabilirsiniz. Parmaklarınızda tuttuğunuz nimetlerin tadını çıkarmış olmayı dilerken, onların orada olduğunu fark edemeyecek kadar meşgul olmayın. Anı yaşayın ve anınızı güzelleştirin.